Tweet |
FT'ye konuşan İngiltere İş, Enerji ve Sanayi Stratejisi Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, AB kuralları gereği, birliğe üye her ülke 61 günlük petrol tüketimini rezerv olarak tutmak zorunda. Bu da İngiltere için 11 milyon tona yani yaklaşık 85 milyon varil petrole tekabül ediyor.
İngiliz hükümeti ise Brexit (AB'den ayrılma) sonrası bu rakamın 4,5 milyon tona yani yaklaşık 35 milyon varile ineceğini açıkladı.
FT'ye göre İngiliz hükümetinin, Brexit sonrası dönemle ilgili bu kararında, ülkede akaryakıt sektörünün yaptığı lobi faaliyetleri etkili oldu. Sektör bu şekilde acil petrol rezervlerini kullanarak maliyetlerini azaltmayı amaçlıyor.
İngiliz hükümeti, ülkenin AB'den anlaşma olmadan ayrılması halinde enerji sektörünün, birliğin belirlediği rezerv seviyesiyle ilgili kurallara uymasının beklenmeyeceğini açıkladı.
FT ise bu durumda petrol arzında küresel çapta bir sorun yaşanması halinde, İngiltere'nin zor durumda kalabileceğine dikkat çekiyor.
Gazete rezervlerde en son 1970'li yıllarda Arap ülkelerinin petrol ambargosu sonrası düşüş yaşandığını; son dönemde de ABD ve İngiltere ile İran arasında yaşanan gerginliğin Orta Doğu'da petrol ticareti için tehdit oluşturduğunu hatırlatıyor.
FT'ye konuşan Energy Aspects adlı araştırma enstitüsünden Amrita Sen de, İran'la gerilimin arttığı bir dönemde petroıl rezervlerini azaltmanın çok riskli olduğu görüşünde:
Sen, "Dünyada jeopolitik risklerin son 10 yılda en üst düzeyde olduğu bir dönemde, enerji güvenliğinizi azaltıyorsunuz" diyor.