Bugun...
Erken seçimdi, başkanlık sistemiydi, yerel seçimdi derken oy vermek, miting izlemek, liderlerin seviyesiz atışmalarını dinlemek bir gelenek haline geldi.
Ama özellikle AK Parti’nin, devletin tüm imkanlarını kullanarak bırakın il ili, ilçe ilçe gezerek yaptıkları halka hitaplar bize zam olarak geri dönecek.
Zaten pazarı marketi unutan vatandaş birde AK Parti’nin kazanamadığı seçimlerin faturasını ödeyecek.
Tonlarca çaya rağmen neden kazanamadı AK Parti peki?
E şeker dağıtmadılar… Çayı bol bol dağıttılar. Ama vatandaşların evlerinde şeker olmadığını bilmiyorlardı. Acı çayın faturası da acı oldu haliyle. Büyükşehirlerde hüsrana uğrayan AK Parti iktidarı her ne kadar ekonomik planlardan bahsetse de, tahminler ve öngörüler karanlık. Bu karanlık tahminler yurtdışından falan değil ha, yanlış anlamayın sakın. En yakınınızdan aldım bu tahminleri inanmıyorsanız sizde çıkın sorun onlara sonuç değişmeyecektir. Hatta hemen şu an kendinize sorun bakalım ne diyorsunuz ülke ekonomisi konusunda. O kadar çok şey seçimler sonrasına bırakıldı ki, seçimlerin bitmemesini istediler. Halı altına süpürülen bir çok pislik ortaya çıktı çünkü.
Pazarda, markette, kasapta ateş pahası fiyatlarla vatandaş mücadele etmeye çalışıyor. Bu mücadeleden bıkan halk ise elindeki tek silahı çekerek sandığa gitti. Adeta iktidara ayar verdi. “Ayağınızı denk alın” dedi. Oyunu kullanır kullanmaz Ekonomi ve Maliye Bakanı’nın Twitter hesabından bir açıklaması oldu. “Seçim geride kaldı. Bizim için ana gündemin ekonomide reform ve değişimin olduğu 4,5 yıllık kesintisiz bir dönem başlıyor." İfadelerini kullandığı bu açıklamayla bir yandan erken seçimin önünü keserken, diğer yandan bu dar boğazdan (Canım işte bildiğiniz kriz!) çıkış yolu aradıklarını duyurdu.
Sorum şu, “Şimdi ne olacak?” başlığı altında Ekonomi düzelecek mi? Dolar kaça kadar düşecek? Sürekli 50 TL benzin alan adam 50 TL ile kaç litre benzin alacak? Kuyumcularla yarışan kasaplar ve marketler bu yarışta ne zaman mağlup olacaklar? Önümüzde ki 4,5 yıllık süreç bu soruların cevap bulması için yeterli mi bilmem ama, İktidarın artık somut adımlarla bu krizin atlatılması için bir çıkar yol göstermesi gerek.
Yol demişken;
Sahi sizce nereye gidiyor bu ülke?
Bir yandan dost müttefik, stratejik ortak ABD, diğer yanda Eyy ABD…
Siyaset bu mu sizce?
Ülkemizin baş düşmanları ile her gün farklı bir coğrafyada el ele, kol kola fotoğraf paylaşıp, ülke haritası üzerinde türlü oyunlar kuran bu adamlar nasıl bizim müttefikimiz, dostumuz oluyor?
S-400-F 35 yaptırımı, Brunson krizi gibi türlü bahanelerle üstümüze gelen bu dev canavarlar bizden ne istiyor? Neden paramızın değerini düşürerek bize gözdağı veriyor? Neden her karşımızda olana kucak açıyor? Bu soruları her gün kendinize sorun ki başkasının dost dediğiyle dost, düşman dediğiyle düşman olmayın. ” Senin kendini nasıl gördüğün, başkasının seni nasıl gördüğünden çok daha önemlidir. T. S. Eliot ”
